Kitap Özetleri

Halit Ziya ve Bir Ölünün Defteri Özeti

Halit Ziya  ve Bir Ölünün Defteri
Hakkında Bilgiler 

Bir Ölünün Defteri adlı roman Türk romancılığının babası sayılan Halit Ziya Uşaklıgil’in 1892
İzmir’de iken yazdığı ve Hizmet Gazetesinde tefrika edilerek basılan ikinci romanı olmaktadır.

Halit Ziya’nın
ilk romanı olan ve  1885’te Hizmet
Gazetesinde seri olarak tefrika edilen “Sefile” adlı ilk romanı ahlaka aykırı
olduğu gerekçesi ile yasaklandığı için yarım kaldı ve kitap haline gelmemiş ama
ondan sonra yazdığı   “Nemide”
(1889), “Bir Ölünün Defteri” (1889), “Ferdi ve Şürekâsı” (1894)  Halit Ziya, İzmir’de Fransızca ve edebiyat öğretmenliğine
devam ederken ve  Osmanlı Bankası’nda
çalışırken Hizmet’te tefrika edilmişti  Halit Ziya daha sonra İstanbul’da Reji Genel
Müdürlüğü’nün başkâtiplik teklifini kabul ederek İzmir’den ayrılmıştı(1893). 

Bir Ölünün Defteri,
Halit Ziya’nın romancılık
safhasında bir kilometre taşı olmuş, Halit Ziya’nın çocukluk ve ilk gençlik
hayatından da izler taşıyan bu roman ilk yayınlandığı yıllarda 93 Harbinin
hatırasını taşıyacak şekilde yazılmış fakat Halit Ziya bu romanını kitap haline
getirirken romandaki zamanı Çanakkale Savaşı yıllarına taşımış ve olayları bu
şekilde düzenleyerek kitap halinde bastırmıştı. 1944,
Bir Ölünün Defteri Halit Ziya’nın Yeşilköy’deki köşkünde hayat veda etmeden
önce sadeleştirilmiş ve Latin harfleri ile de basılarak roman haline
getirilmişti.

Bir Ölünün Defteri,
adlı romanı, Servet-i Fünun
romancılığının öncü romanı olarak görülmüş,

daha önceden
yazmış olduğu kitap haline gelemeyen Sefile, Nemide ve Ferdi ile Şürekası adlı
romanlarına nazaran daha da başarılı bulunmuş Halit Ziya’nın  teknik ve üslup yönlerinden kendisini bulduğu
ilk önemli romanı olarak kabul edilmiştir.

 ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRMESİ:

 

Vecdi:  Ailesini küçük yaşta kaybetmiş, çok duygusal
bir genç
Nigar: Çocukluğundan beri köşkte yaşamış iyi yetişmiş, Vecdi ve Hüsam
dışında  arkadaşı olmayan, ağır başlı içine
kapanık bir genç kızdır.
Hüsam: Saf, temiz kalpli, ailesinden uzak Vecdi ve ailesine çok bağlı,  şair ruhlu bir gençtir.
Hala:  Hayatını kızı ve abisinin mutluluğuna
adayan temiz kalpli bir dul kadın.

Konu

Aynı kızı seven Vecdi ile Hüsam’ın acıklı hayatı ve
duyguları romanın konusudur.

Özet


Hüsamettin Bey, eşi, çocukları ve kayınvalidesi ile evde otururken Vecdi’den
bir haber gelmiş Hüsamettin ölüm döşeğinde olan arkadaşı Vecdi’nin yanına
gitmiştir. Vecdi ölürken bir defter bırakmış ve bu defteri Hüsam’ın okumasını istemiştir.
Hüsam defteri okumaya başlar.

Vecdi  beş
yaşındayken annesini kaybetmiş, babasıyla halasının yanına yerleşmiştir. Halası
ise eşinden boşanmış ve üç yaşındaki kızı Niğar ile yaşamaktadır.  Birkaç yıl sonra Vecdi’yi yatılı bir okula
verilir

Vecdi  geldiği bu
okulda  yalnız kaldığı için çok hüzünlü
günler geçirirken Hüsam ile tanışarak onunla arkadaş olur.

Vecdi ile Hüsam çok yakın dost olurlar. Hüsam’ı görür ve
aralarında büyük bir dostluk başlar. Hafta sonlarında Hüsam ile birlikte
halasının evine giderler. Vecdi bu okula geldikten sonra babasını bir daha görememiş
Halası da ona babasının yurtdışına gittiğini söylemiştir.

Vecdi ile Hüsam Vecdii’nin halasının evlerine gittiklerinde
Nigar’da onlarla birlikte olmaktadır.  Yıllar böyle geçtikten sonra Vecdi doktor
olarak mezun olur. Hüsam da ailesini ziyarete gitmiştir. Bir akşam halası
Vecdi’ye kızı Niğar ile evlenmesi ni önermiş, Niğar ile evlenme konusunu hiç düşünmemiş
olan Vecdi, konuyu düşünmek için halasından izin istemiştir.

 Fakat bir süre
sonra Vecdi, halasının kızı Nigar’a âşık olur ma bunu Niğar’a da söyleyemez.  Zaten bir gün Nigar onun yanına gelerek aralarında
böyle  bir aşkın olmayacağını anlatır.
Bunun üzerine de Vecdi, halasının evini terk ederek annesinden kalan evlerine
taşınır.  Hatta bu eve en yakın dostu
olan Hüsam’ı da davet ederek Hüsam ile birlikte bu evde yaşamaya başlarlar.

Böylece Vecdi, Hüsam ile Niğar’ın arasında bir aşk
olduğunu da anlar. Bunun üzerine Vecdi halası ile de konuşup Hüsam ile Nigar’ın
evlenmesine vesile olur. Ama buna rağmen Vecdi, Niğar’ı sevmeye devam eder. Bu
nedenle de onların olduğu ortamdan uzaklaşmak için Çanakkale Savaşı’na giden
doktorlar arasına karışarak Çanakkale savaşına katılmaya karar verir. Bu kararını
da halası ve Niğar ile de paylaşmaz. Fakat savaşa katılırken Hüsam’a bunu
anlatır.

Vecdi savaşta iken yaralanır ve sol kolunu kaybeder. Bir
gün yüzünden yaralanan ve bu yara izi yüzünden nişanlısı tarafından artık
beğenilmeyeceğini düşünen bir teğmenle tanışır. Vecdi kolunu kaybettiği için
ondan on kat kötü durumda olduğunu düşünmeye ve artık yaşamasının da anlamsız
olduğu fikrine kapılmaya başlamıştır. Bir çatışmada tekrar yaralanmış ve
İstanbul’a gönderilmiştir.

Bir gün Hüsam’ın yanına gelmiş ve sol kolu üzerine şal
çekmiştir.  Bu yüzden Hüsam Vecdi’nin
kolunun olmadığını anlamaz.  Vecdi Hüsam
ile birlikte halasını evine giderek halası ve Niğar ile de görüşür. Bir süre
sonra Vecdi de onlarla aynı evde yaşamaya başlar. Ancak bir müddet sonra annesinin
köşküne taşınır. Vecdi insanların kendisinden tiksineceğini düşünmekte ve
kendisini ölmeye mahkûm etmiştir. Ölümünün geldiğini anlayınca da Hüsam’ı
çağırır ve defteri Hüsam’a verir.

Yazar

BENZER İÇERİKLER

Gölgesizler Romanı Hakkında Özeti ve Hasan Ali Toptaş

Editor

BEYAZ GEMİ-CENGİZ AYTMATOV ROMAN ÖZETİ

Cengiz Aytmatov

Bıxıou’nun E Çantası Alponse Daudet

Editor

Yorum bırak

* Bu formu kullanarak yorumlarınızın bu web sitesi tarafından saklanmasını ve yayınlanmasını kabul etmiş olursunuz.

İnternet sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz ve internet sitemize yapacağınız ziyaretleri kişiselleştirebilmek için çerezlerden faydalanıyoruz. İstediğiniz zaman çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz. Kabul et Daha fazla oku

Gizlilik ve Çerez Politikası